Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

iç çamaşırı

См. также в других словарях:

  • iç çamaşırı — is. Fanila, külot, sütyen gibi tene, içe giyilen giysi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çitilemek — çamaşırı elle ovmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • çamaşır — is., Far. cāmeşūy 1) İç giysisi Çamaşırı ile yarı açık duran bacakları kan içindeydi. M. Ş. Esendal 2) Kirli eşyaları yıkama işi Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmemden başka çare kalmadı. H. E. Adıvar Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gömlek — is., ği 1) Vücudun üst kısmına giyilen kollu veya yarım kollu, yakalı giysi Sarı zeminli, kırmızı çiçekli gömleğinin yalnız boğazına tesadüf eden düğmesi ilikli, ötekiler açıktı. S. F. Abasıyanık 2) Kadınların giydikleri ince kumaştan yapılmış… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çivitlemek — i Çamaşırı çivitli suya sokup sarılığını gidermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • değişik — sf., ği 1) Değiştirilmiş, muaddel Yasanın değişik onuncu maddesi gereğince... 2) Alışılmışın dışında bir özelliği bulunan Değişik bir oda takımı. 3) Çeşitli, farklı Değişik renkler. 4) is., hlk. Yedek iç çamaşırı, giyecek Hiç değişiğim kalmadı.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • denklemek — i Denk duruma getirmek Emri alır almaz yatağı yorganı, bakırı, çamaşırı denkledi. E. İ. Benice …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • don gömlek — zf., tkz. Üzerinde sadece iç çamaşırı var denilecek kadar soyunmuş durumda Mustafa don gömlek kapının önünde gözüktü. S. F. Abasıyanık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller don gömlek kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fanila — is., İt. flanella 1) Genellikle ince pamuk ipliğinden dokunmuş, ten üzerine giyilen iç çamaşırı Nihat ı birkaç fanila ile sımsıkı giydirerek bitişik odada, karyolaya oturttu. P. Safa 2) sf. Yumuşak yünden örülmüş veya dokunmuş, hafif ve gevşek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kombinezon — is., Fr. combinaison 1) Bir işi başarıya ulaştırmak için alınan önlemler, düzenleme 2) Kadınların giydikleri kısa ve kolsuz iç çamaşırı Kız sanatoryumdan çıkıyordu, ne mantosu vardı ne kombinezonu... S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»